Güzel ülkemde Mart ayından bu yana devam eden Coronavirüs salgını Türkiye’de var olan ekonomik krizi daha da derinleştirdi. Bu zorlu süreçte işinden olan, hâli hazırda işsiz olup yok ekmeğe muhtaç kalan, kepenk indirmek zorunda kalan, genelge ile iş yerini kapatmak zorunda kalan vatandaşlar ve bu iş yerlerinde çalışanlar 1 Hazirandan bu yana bir aydır yeni normalleşme süreci ile yaralarını sarmaya çalışmaktadır.
Güzel ülkemin en az vaka görülen büyükşehiri olan Mersin’de vaka sayısı çok az olan Erdemlimizde Coronavirüs salgını sürecinde en çok etkilenen küçük esnaf oldu. Zira vaka sayısı az olmasına rağmen Erdemli’deki esnaf ve vatandaş da Türkiye genelindeki alınan kararlara uymak zorunda kaldı.
1 Haziran’dan bu güne normalleşme adımlarını kurallara uygun şekilde atan, sokakları kalabalıklaşan, D-400 karayolu eski günlerine dönen Erdemli’de uzun süredir dükkanlarını kapatan esnaflar salgın öncesi günlerini mumla arar oldu. Salgın öncesi ekonomik bir kriz olsa da durgunluk bu kadar derinden hissedilmiyordu. Bir aylık süreçte de esnaf umduğunu bulamadı.
Esnaf ayakta durabilmek adına iktidarın açıkladığı kredi paketlerine başvuruda bulunsa da bankalardan olmadık şartlar ya da olumsuz cevaplar alarak elleri boş döndü. Pandemi döneminde alışkanlıkların değişmesiyle vatandaşların alışveriş tercihlerinde de farklılıklar oluştu. Esnaf pandemi sonrasına kendini hazırlayamadı. Esnafın kriz yönetimini iyi yapamamasının temel iki nedeni göze çarpıyor. Birincisi yıllardır katlanarak çoğalan borçlar, ikincisi de azalan kâr marjları sebebiyle kepenk kapatma durumuna gelmesidir.
Esnafın zaten kapatmayı düşündüğü dükkanı için kriz yönetimi yapmayı hiç aklına getirmeyen esnafın bağlı bulunduğu Erdemli Esnaf ve Sanatkârlar Odası da bu zorlu süreçte üyelerine en ufak bir destekte bulunmadığını yaptığım esnaf ziyaretlerinde duymuş olmaktan ziyadesiyle üzgünüm. Üzgünüm çünkü Google arama motorunda “Erdemli Esnaf ve Sanatkârlar Odası” şeklinde arama yaptığınız zaman sadece oda seçim haberlerini gördüm. Son haberin de 2018 yılı oda seçim haberi olduğunu ve başkanı Halil Metik’in güven tazeleyerek seçildiğini görünce de odanın ha varlığı ha yokluğu, esnaf ve sanatkarlar odasının sadece adının olduğunu belirtmek isterim. Ha bir de usta gazeteci İsmet Can’ın 14 Nisan 2020 tarihli “Halil Metik Üyeleri İçin Çırpınıyor” başlıklı yazısına konu olan Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Halil Metik’in Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yardım kolilerinden üyeleri için talep ettiğini ancak kapanan 500’ün üzerindeki esnaf için iktidardan bir talebinin olmadığını görmekteyiz.
Üyeleri için kriz dönemlerinde hiçbir faaliyet göstermeyen, çözüm üretemeyen birinin esnaf tarafından yeniden başkan seçilmesinin izahı yapılamaz ama mizahı yapılabilir. Zira Halil Metik Coronavirüs salgını sebebiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından ilan edilen ilk sokağa çıkma yasağından hemen sonra bir marketten alışveriş yaparken gördüğümü başka da bir faaliyetini görmediğimi o gece luppo satın alan vatandaşın daha masum olduğunu, oda başkanı olmuş bir kişinin örnek olması gerekirken böyle bir fotograf karesine girmesini de hayli yadırgadığımı belirtmek isterim. Esnaf odası başkanı Halil Metik’in o gece verdiği o talihsiz fotoğraf kriz yönetimine ne kadar uzak bir zihniyete sahip olduğunun da göstergesiydi adeta.
Gelelim Esnaf Odası Başkanını eleştirdiğimiz asıl süreç olan salgın dönemindeki karnesine. Esnaf Odası Başkanı salgın döneminde iş yerini kapatmak zorunda kalan berber ve kuaförler için nasıl bir çalışma yaptı? Sohbet ettiğimiz berber ve kuaförler bankalardan kredi alamadıklarını, esnaf odasının ise kredi konusunda yardımcı olmadığını dile getirdiler.
Kısmi olsa da açık olan restoran ve lokantalar sadece paket ve servisle salgın sürecini atlatmaya çalıştıklarını ancak üç aylık süreçte sadece ayakta durmaya çalıştıklarını 1 Haziran sonrasında da bekledikleri müşteriyi bulamadıklarını esnaf odasının ise bu süreçte iktidara hiçbir çağrıda bulunmadığını, zor durumdaki esnafın yanında olmadığını dile getirdiler.
Organizasyonun ve düğün salonlarının yöneticileri yaz döneminden umutlu olsa da birçok organizasyoncunun tekelleşen düğün salonlarının aksine açık alan düğünlerinin tercih edileceği için yaz sezonundan bir hayli umutlular. Esnaf odasının son bir iki yılda belediyeye yakın olmayanların iş alamadığını bildiği halde bu konuda hiçbir girişiminin olmadığını da hatırlatmaktan geri kalmadılar. Bugün itibariyle düğünler başlayacak olsa da Coronavirüsün bir türlü azalmadığı güzel ülkemde virüsün gölgesinde düğünlerin tadı olmayacağı gibi organizasyon ve düğün salonu işletmecilerinin de sezonu pek iyi geçmeyecek diye düşünüyorum.
En sonunda fark edilen ve bugün itibariyle faaliyete başlayacak olan internet kafelerin işletmecileri ise esnaf odasının iletişimden yoksun bir başkanı olduğunu sokakta sorsanız Esnaf odası başkanının ismini kimsenin bilmediğini dile getirdiler.
Coronavirüs salgını sürecinde tüm dünyanın ortak fikri olan tarım konusunda ise çiftçilerin yanında olmasını beklediğimiz Erdemli Ziraat Odası Başkanı ise doğal afetlerin ardı ardına yaşandığı Erdemlimizde kendini haber yaptırsa da süreç boyunca üreticiye gözle görülür bir katkısı olmadı.
Doğal afet yaşanan yerlere tabiri caizse turistik gezi yapmaktan başka bir katkı sunamayan, limon ihracatının kapanmasına seyirci kalan, kendisi de limon depolayan EZO Başkanı limoncuların protestosuna destek vermeyerek zorlu süreçte adeta yokları oynadı. Medyada gördüğümüz EZO Başkanı icraat konusunda ise vasıfsızdı. Bugün burada EZO Başkanını öven bir yazı yazsam altına onlarca muhalif yorum göreceğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
EZO Başkanı Rasim Şahin coronavirüs salgını başladığı günlerde üretici birliği ve kooperatifleşme konularında bir adım atsa bugün bizden alkışı alırdı. Ancak gördüğümüz kadarıyla sadece “Elimizden geldiği kadarıyla” diye paylaşımlar yapan EZO’nun elinin kolunun bağlı olduğunu, vizyonsuz bir yönetiminin olduğunu söyleyebiliriz.
Bundan önceki yönetimin üreticiler için danışman desteğini de bitiren bir yönetimin tek bir danışman ile üyelerine ne kadar teknik destek verebileceği ise merak konusudur. EZO çiftçi için bir şeyler yapmak istiyorsa yayla köylerine teknik bakım için bünyesindeki ziraat mühendisi kadrosunu artırmak zorundadır.
Yukarıda eleştiri oklarımızdan nasibini alan Erdemli Esnaf ve Sanatkarlar Odası ve Erdemli Ziraat Odası yöneticileri dini iyi bilmelidir ki çiftçi ile esnaf Erdemli’de üretim ve nakit döngüsünün bir parçasıdır. Çiftçi üretecek para kazanacak ve esnafa olan borcunu sezon donu ödeyebilecektir. Aksi durumda çark dönmez ve esnaf kepenk kapatmak çiftçi de üretim yapmaktan vazgeçmek zorunda kalacaktır.
Gelinen noktada sonuç olarak odaların üyeleri için sadece aidat toplanan bir yer olduğunu görmekteyiz. Şu zorlu süreçte üyelerinin yanında olmadığını gördüğümüz EZO ve Esnaf ve Sanatkârlar Odasına çiftçi ve esnafı dinledikçe “EL İNSAF” diyoruz. Gerçi esnaf ve çiftçi de “Bağlı olduğunun oda yönetiminden memnun musunuz?” diye sorduğumuzda “O DA NEY? AİDAT TOPLAMAKTAN BAŞKA NE İŞE YARAR?” cevabını aldığımızı da buradan oda yöneticilerine bildirmeyi bir görev ve sorumluluk addediyor aynı görev ve sorumlulukları oda yöneticilerinin de göstermesi gerektiğini bu yazımız vesilesiyle hatırlatıyoruz.