Bazı basın organlarında yaklaşık 70 kaymakamın FETÖ iltisakı sebebiyle görevden alındığı, operasyon dahilinde görevden alınacak kaymakamlar listesinde 400 isim olduğu yazıldı.
Bunların ciddi bir kısmı 15 Temmuz sonrası göreve başlayanlar. 2018 hatta 2019 yılında göreve başlayanlar var.
Hem kaymakam, hem de kayyum olarak belediye başkanlığı yapanlar var.
Günümüzde maalesef liyakatin bir anlamı kalmadı.
Kaymakam olabilmek için iki güçlü faktör lazım:
Birincisi, arkasında güçlü bir torpil olmadan, güçlü bir siyasi destek olmadan, güçlü bir referans olmadan kaymakam olmanın mümkün olmadığıdır.
Aksi ihtimal, milli piyangonun büyük ikramiyesinin çıkma ihtimalinden daha zayıftır.
Yani, görevden alınan kaymakamların arkasında torpil olan, referans olanlar kimler?
Hangi siyasiler?
İkincisi, 15 Temmuz’dan beri kılı kırk yararak yapılan güvenlik soruşturmalarından geçmek.
Hepimiz biliyoruz ki, bir kaymakam adayı çok sıkı bir güvenlik soruşturmasından geçer.
Bu soruşturmayı büyük bir ihtimalle MİT yapar.
Her sözünde 15 Temmuz’dan bahseden hükümet, ilçe boyutunda devletin en üst temsil makamına yapılan atamaları nasıl savsaklayabilir?
Eğer bu bir görevi ihmalse, böyle bir ihmal kabul edilemez.
Görevi kötüye kullanmaksa, derhal gereği yapılmalıdır.
Gerek torpil/referans olsun, gerekse güvenlik soruşturması olsun, işin ucu FETÖ’nün siyasi ayağına dayanıyor.
Hem de iktidardaki siyasi ayağına.
Kimse kusura bakmasın.
Bir kaymakam adayının muhalefetten bir siyasetçinin torpili veya referansı ile kaymakam olma şansı asla yoktur, olamaz.
Muhalif bir siyasetçinin güvenlik soruşturmasına müdahale etme şansı yoktur.
Meselenin temel çözümü, bu kaymakamlara torpil/referans olanlarla birlikte, güvenlik soruşturmasıyla temiz raporu verenler yakalanıp, yargılanmadığı sürece, daha çoook 15 Temmuzlar yaşanır bu ülkede.
Özetle, iktidar kanadı tez zamanda muktedir davranıp, FETÖ’nün siyasi ayağına operasyon yapmalıdır.
Gerisi laf-ı güzaftır.
MK