Köşe Yazıları

ÇİFTÇİNİN İÇLER ACISI HÂLİNİ DEĞİŞTİRMESİ KENDİ ELİNDEDİR

Coronavirüs salgını bizlere yaşadığımız dünyada en önemli sektörün tarım olduğunu gösterdi. Tarımsal üretim ve tarımsal planlama noktalarında yıllardır kendi çiftçisine yönelik sıkı bir tarım politikası oluşturmayan iktidar salgın sürecinde de beklentileri karşılayamadı. Çiftçi yine kaderiyle başbaşa kaldı.

Öyle ki hazine arazilerinin tarıma kazandırılmak için çalışma yapacak olan iktidar bırakın hazine arazilerini tarıma kazandırmayı “Ekilmemiş bir karış toprak kalmayacak” dedikleri halde halihazırda çiftçinin kendi tarlasını ektirmeyi başaramadı. Son 15 yılda 3 milyon 500 bin hektar arazi tarımsal üretim yapılmadığı gerçeği bile Tarım Bakanlığını Coronavirüs döneminde alarma geçiremedi.

Enflasyonla mücadele kapsamında tarımsal üretimin daralması ve yüksek girdi maliyetlerinin de etkisiyle tüketicinin en çok şikayet ettiği gıda fiyatları ile mücadelede en kolay yol olarak ithalatı seçen iktidar aklınıza gelen hemen hemen her tarımsal ürünü ithal etmeyi başararak Türk tarımının geleceğine dinamit koymuştur. Sizin anlayacağınız 18 yıllık iktidar ile tarımda gelinen nokta gıdada dışa bağımlılıktır. Bu bağımlılığı kolay kolay atlatacak da değiliz. Zira üreticinin istediği bir tarım politikası hâlâ hayata geçirilmiş değildir.

Ülkemizde 3 milyon 500 bin hektar tarım arazisinin ekilmediği gerçeğiyle bu arazilerin genelde büyük tarım arazileri olduğu da bugün tarımsal üretim yapılan alanın çiftçi sayısına oranından anlayabiliyoruz. Üreticiler küçük işletmeler ölçeğinde kendi varlığını sürdürme derdindedir. Bu Küçük işletmeler Avrupa Birliği standartlarına da uygun değildir. Bu yüzden güzel ülkemde bir çok üreticinin tarımsal üretim yaptığı kayıtlarda bile gözükmemektedir.

Türk çiftçisi son 18 yılda Belçika yüz ölçümü kadar yani 29 milyon dönüm araziyi ekmekten vazgeçtiği bir gerçektir. Türkiye’nin halen Hollanda yüz ölçümü kadar arazisini her yıl nadasa bırakılmaktadır. Bu araziler büyük arazilerdir. Küçük arazilere sahip üreticiler yani aile çiftçileri özellikle son beş yılda farkedilir bir şekilde yoksullaştı, hızlı bir şekilde borçlandı. Para kazanamayan küçük üretici tarlasını, bağını, bahçesini banka borçlarını ödemek için satıp şehire kaçtı. Özellikle de banka borçları yüzünden icralık olan çiftçi sayısında son yıllara göre artış korkutucu düzeydedir. Çiftçi koopetatifi olan Tarım Kredi Kooperatifleri’nin de borçlarını ödeyemeyen üye çiftçilere icra takibi başlattıklarını duymaya başladık.

Hâl böyle olunca gençler tarım yapmaktan vazgeçer oldu. Babadan kalma toprağı ekmek yerine satmaya başladı. Büyükşehire giden gençler işsizlik ordusunun birer neferi olarak kahve köşelerinde gelecekten ümidini yitirir bir vaziyette gün geçirir oldu. Gençlerin babadan kalma arazilerini ise kar amaçlı tarım şirketleri satın aldı. Aslında çiftçi devletten hak ettiği desteği alsaydı bugün tarımda lider ülke olur dış ticaret açığından değil de ihracattan bahsederdik. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Türk çiftçisini koruyan Tarım Kanunu’nun 21. Maddesi’ne göre, milli gelirin en az % 1’inin tarımsal desteklemeye ayrılması gerekirken bu aranın % 0,5’lerde kalması ve bu desteklemeleri de çiftçiye gecikmeli olarak verilmesiyle çiftçi kaderiyle başbaşa kalmaktadır.

Avrupa Birliği bütçesinin % 45’i tarımsal desteğe ayrılırken güzel ülkemde bu oran bütçenin % 1,9-2,9’u arasında olması da düşündürücüdür. 2019 yılında bütçenin %1,9’unu tarımsal üretime ayıran bir iktidarın tarım politikası olmadığı anlaşılmaktadır. Bu desteğin dünyadaki diğer ülkelere göre de yok denecek kadar az olmasıyla Türk çiftçisinin tarım yapan diğer ülkelerle rekabet şansı da kalmamaktadır. Hak boyle olunca da çiftçi üretimden vazgeçmek zorunda kalıyor.

Tarımsal üretimde kullandığı ilaç, gübre, tohum, aklınıza gelen ne varsa ithal iken, tarımda kullandığı mazot dahi ithal iken ve mazota %60’lar düzeyinde vergi öderken çiftçi bu sene de zarar ederse tarımsal üretimde daralma daha da artacaktır. Üretici girdi maliyetlerinin altında zaten ezilmektedir. Ürettiği ürünün fiyatlarının da girdi maliyetinin altında satılmasını istemiyorsa ve tarım yapmaya üretmeye devam edecekse tarımsal birlik kurmalı, kopetatifleşmelidir.

Kooperatif ve birlik kurulmadığı sürece tarım politikası olmayan bu iktidarın yönettiği güzel ülkemde çiftçinin hali içler acısı olacaktır. Çiftçinin içler acısı hâlini değiştirmesi kendi elindedir. Geleceğini ve kaderini kendisi tayin edecektir. Ya birlik olacaktır ya da paylaşılacak yok olacaktır.

Emre Türkmen

1978 Silifke doğumlu yörük bir Türk evladıyım. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi 1999 mezunu Ziraat Mühendisiyim. Zirve Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü görevi ve başyazarlığı ile başladığım yazarlık hayatımda birçok habere de imza attım. Kısa bir dönem Nokta Gazetesinde köşe yazıları yazdım. Erdemli Bülten internet haber sitesinde okudukça anlayacağınız, anladıkça sorgulayacağınız, sorguladıkça gerçekleri daha çabuk görebileceğiniz yazılar ile siz değerli okurlarımızın karşısındayım.

Benzer Haberler

Şehidimizin Kütüphanesi Desteklerinizi Bekliyor

11 Haziran 2023 tarihinde Irak'ın kuzeyinde Pençe-Kilit harekatında şehit düşen P. Komando Uzm. Çvş. Halil…

Şubat 3, 2024

Gece Kartalları Sayesinde Erdemli Sokakları Daha Güvenli

Erdemli İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çarşı ve Mahalle Bekçileri tarafından ilçenin belli noktalarında yapılan uygulamalar…

Ocak 9, 2024

HIRSIZLAR ERDEMLİ POLİSİNDEN KAÇAMADI!

Erdemli İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği Ekiplerinin Yarenler, Koyuncu ve Tabiye Mahallelerinde farklı tarihlerde…

Ekim 23, 2023

Mersin’de vahşet: Uyuşturucu bağımlısı genç babasını boğazladı!

Erdemli ilçesine bağlı tatil yöresi Kızkalesi’nde uyuşturucu bağımlısı olduğu belirtilen 29 yaşındaki Ertuğrul S., birlikte…

Ekim 23, 2023

Kaynak Makinesinin Kıvılcımları Serayı Yaktı!

Limonlu mahallesinde, edinilen bilgilere göre, yabancı uyruklu (Suriyeli) kişilerin avuç içi taşlama ve kaynak makinesi…

Ekim 7, 2023

Erdemli Abur Cubur Talk Show ile Eğlendi

3 Aralık Cumartesi günü Erdemli Kültür Merkezinde Güldür Güldür Show oyuncularından Rüştü Onur Atilla, Berkay…

Aralık 5, 2022